Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

‘Komedi filmi yapmak insanı tedirgin ediyor’

'Bridget Jones'u beyazperdede son görüşümüzün üzerinden 12 yıl geçti. Şimdi 'Bridget'in macerası, 'Bridget Jones'un Bebeği' filmiyle devam ediyor. Bu filmde 'Bridget', büyük aşkı 'Mark'tan ayrılmış, üstelik hamile! Filmde 'Mark'ı canlandıran ünlü İngiliz oyuncu Colin Firth, 'Bridget'in yeni macerasını GÜNAYDIN'a anlattı...
Son filmden bu yana karakterler nasıl değişti?
İlk film 2001'de çıkmıştı ve dünya sürekli değişiyor. İzleyicinin filme çok iyi niyetli yaklaşması, beni çok şaşırttı. İnsanlar, devam filmlerine şüpheli yaklaşabiliyor.
'Bridget' zaten başarı yakalamış. Neden yeniden deniyorsunuz?
Başka bir jenerasyona ait bir film' gibi yorumlarla karşılaşır mıyız diye düşündüm.
Ancak çok pozitif yorumlar aldık.
Sanırım hiç ara vermeden bir 'Bridget Jones' filmi daha yapmaya çalışsaydık, fabrikasyon gibi olacaktı. Ama karakterlerin 15 yıl sonra nasıl olduklarını görmek iyi olacak. İlk filmden bu yana 15 yıl yaşlandılar ve birçok deneyim yaşadılar. Hayatlarına bir şeyler eklenmiş, bazı pişmanlıkları olmuş. Burada bir geçmiş var, hepimiz onu gördük.

ESKİ FİLMLERİ İZLEDİM
Karakterinizin 15 yıl öncekiyle aynı kişi olması için mi uğraştınız?
Onu canlandırdım ve sonra unuttum. Bu yüzden bu film tekrar gündeme geldiğinde, ilk iki filmi izlemem gerekti. Filmi birden çok kez izleyenler ve çok sevenler olduğunu biliyorum. Bu yüzden karakterimin nasıl biri olduğunu, nasıl konuştuğunu öğrenmeli ve doğru havayı vermeliyim diye düşündüm. Aslında eski filmlerimi tekrar izlemem.
'Mark Darcy' karakterine geri dönmek kolay mıydı?
Milyonlarca kez oynadığınız bir karakteri oynamak, dünyanın en zor işi değil. Sanırım benim kolayı zor göstermek gibi bir marifetim var. 'Mark'ın, 'Bridget'ı her zaman seveceğine inanmamız gerekiyor ve bunun için sürekli 'Seni seviyorum, seni her zaman seveceğim ve seni hep sevdim' demesine gerek yok. Bu yüzden ben de çok çalıştım; aksi halde 'Mark'a benzemeyecekti.
Geçen yıllar 'Mark'ın hayatını nasıl değiştirdi?
Filmde onu; farklı bir zamanda, farklı şartlarda, şüpheler ve hayal kırıklıklarıyla buluyoruz.
Bence 55 yaşındaki biriyle 40 yaşındaki birinin geleceği görüşü ve umutları arasında fark vardır. 'Mark', ona hayal kırıklığı yaşatan bir evlilikten çıkıyor ve zamanla 'Bridget'e karşı ne kadar büyük duygular beslediğini anlıyor.
Çünkü birine bakıp 'Bu insanı seviyorum' demekle, 'Bu insanı 15 yıl sonra hâlâ seviyorum' demek arasında büyük fark vardır. Bu durum, izleyiciyi de etkileyecek. Bence 'Mark', biraz yorgun; yaptığı işten, yalnız olmaktan... Muhtemelen kendisine 15 yıl öncekilerden farklı sorular soruyor.
Bu filmde bir de bebek konusu var...
Ben ebeveyn olmayı çok gençleştirici buldum. Sanırım babalığın, ölümcül ve varoş bir şey olduğunu düşünüyordum. Ama aslında kendimi çok daha genç hissettirdiğini gördüm. Doğum; insana hayatın çemberini hatırlatıyor.
Bizim ve değer verdiğimiz insanların, sınırlı bir zaman için dünyada olduğumuzu ve doğru kararları vermek için sonsuza kadar vaktimiz olmadığını da gösteriyor.

HATA PAYI ÇOK AZ
Bu kez filmin yönetmenliğini Sharon Maguire üstleniyor. Kendisinin filme farklılık kattığını düşünüyor musunuz?
Eski ekipten olabildiğince çok kişinin bu filmde de yer almasını istediler. Sharon da başlangıçta vardı. Hepimizden çok daha eski ve hepimizden daha çok bu projenin içinde. Bu yüzden yönetmen olarak, kaynağa en yakın noktada duran kişi o.
Herhangi bir yönetmen de bu prensibi izlerdi ama komedi, insanların espriler patlatabildiği yazar odasından çıkmaz! Esprileri, çekim sırasında düşünmeniz gerekebilir. Ama açıkçası bizi güldüren daha çok durumsal şeylerdir. Tabii bu kızın hikayesini izliyor, yatırım yapıyor, değer veriyorsanız ve risklerini paylaşıyorsanız, siz de gülmeyeceksiniz.
Bu yüzden bence önemli olan; buna güvenmek ve komedinin durumların yan ürünü olmasına izin vermek.
Çekimler nasıl geçti?
Kesinlikle çok eğlenceli ve harikaydı! Söyleyeceğim tek şey, komedi filmi yapmak insanı tedirgin edebilir. En azından benim için öyle. Sinema ve tiyatro sektöründe çalışan herkes, komedinin en zoru olduğunu söyleyecektir. En az ödüllendirilen de komedi filmleridir. Bu filmler 'Beni ciddiye almayın' mesajı verir ve alınmaz.
Yüksek sanat olarak övülmez veya sınıflandırılmaz.
Aslında inanılmaz zordur çünkü hata payı çok azdır. Bir espriyi iki kez yaparsanız komik olmaz.
50 kez söylerseniz, insanlar sizi öldürmek ister! Bu yüzden komedide şaşırtma öğesi olmalıdır.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA